4 Aralık 2013 Çarşamba

Gözlerin hapsinde yaşama tutunan bir beden daha kayıp gitti...

Bu satırları yazmak o kadar kolay değil hatta hiç kolay değil. Yaşam kimine lay laylom kimine ise üzerine yüklenmiş yüklerle mücadele etmek demek. Bizler yazarken okurlarımızla da iletişim içindeyiz. Onlarla yazılarımız kadar kurduğumuz mesafeden ibaret olsa da iletişimimiz bazen hayatlarından küçük kesitlere de şahit oluyoruz. O tanık olduğum hayatlardan biri de Hafize Algı adlı okurumdu.Devamı

10 Kasım 2013 Pazar

Anılardan 10 Kasım’a Atatürk’ü anmak

Yıl 1987. Lise yılları. Her yıl olduğu gibi on kasım telaşı. Ata’yı anma törenlerinde etkinlik görevlerinin dağılımı. Okul etkinliği olup da görevlendirilmediğim bir etkinlik olmamıştır. O törende de yine görevlendirilmiş bu etkinliği yürüten öğretmenlerle çalışmalara katılıyordum. Kişi yedisinde neyse yetmişinde de odur derler ya aynen öyle. Hep asi bir yanım yanlışa karşı gözü kara bir duruşum olmuştur. Öğretmenlerimin bana verdiği sıradan bir şiiri onların istediği gibi okumayı içime sindiremediğim için bu görevde de bildiğimi okudum her zamanki gibi. Onların verdiği şiire çalışır gibi görünsem de kendi seçtiğim şiirle hazırlandım o güne. Kafamda o güne ait başka planlarla. Atatürk’ü sevmek onu anlamak ve onu anlatmakla birebirdi benim içimde. Daha o yıllarda buna inanıp bu doğrunun dışına da çıkmadım. Dayatma sevgilerin elde patlayacağını o günlerin aklıyla bile taşıyordum bugün geldiğimiz yerde de görüyoruz zaten dayatma bir sevgi nelere mal oldu. Ata’yı anıyoruz, onun bayramlarını kutluyoruz, okullarda törenler yapıyoruz sözde ama Devamı